Bir Küçük Deneme, Haberler , İlginç olaylar , Çok acayip şeyler , Gündem ve Dünya : "Ben ki, sultanlar sultanı, Allah'ın yeryüzündeki gölgesi..."

2 Ağustos 2013 Cuma

"Ben ki, sultanlar sultanı, Allah'ın yeryüzündeki gölgesi..."

Kanuni Sultan Süleyman'ın Fransa Kralı Birinci Fransuva'ya gönderdiği ve bir döneme damgasını vuran mektup, Fransa Ulusal Kütüphanesi'nin en nadide eserleri arasında

Paris'teki Fransa Ulusal Kütüphanesi'nin (BNF) en değerli eserleri arasında Kanuni'nin 1'nci Fransuva'ya gönderdiği mektup, ilk sıralarda yer alıyor.

"Ben ki, sultanlar sultanı, Allah'ın yeryüzündeki gölgesi..."

Kütüphanenin el yazmaları bölümünde saklanan mektup, ancak üst düzey özel izinle kütüphane görevlilerinin gözetiminde ziyarete açılıyor.

167,5 santim uzunluğunda ve 35 santim genişliğinde parşömen kağıda yazılan mektup, 15 satırdan oluşuyor.

Altın süslemeli padişah tuğrasının yanı sıra mektupta yer yer altınla yazılan harfler de dikkati çekiyor.

İşte Kanuni'nin mektubu...

Ben ki sultanlar sultanı, hakanlar hakanı hükümdarlara taç veren Allah'ın yeryüzündeki gölgesi...

Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Azerbaycan'ın ve Şam'ın ve Halep'in ve Mısır'ın ve Mekke ve Medine'nin...

Ve Kudüs'ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen'in ve nice memleketlerin sultanı ve padişahı Sultan Bayezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han'ım.

Sen ki Fransa vilayetinin Kralı Fransuva'sın.

Hükümdarların sığındığı kapıma elçinizle mektup gönderip, ülkenizi düşman istila edip, şu anda hapiste olduğunuzu bildirip, kurtuluşunuz konusunda bizden yardım talep ediyorsunuz.

Söylediğiniz her şey dünyayı idare eden tahtımızın ayaklarına arz olunmuştur.

Her şeyden haberdar oldum.

Yenilmek ve hapsolunmak hayret edilecek bir şey değildir.

Gönlünüzü hoş tutup üzülmeyesiniz.

Böyle bir durumda atalarımız düşmanları mağlup etmek ve ülkeler fethetmek için seferden geri kalmamışlardır.

Biz de atalarımızın yolundayız ve daima memleketler ve alınmaz kaleler fetheylemekteyiz.

Gece gündüz daima atımız eyerlenmiş ve kılıcımız belimizde kuşatılmıştır.

Yüce Allah hayırlara bağışlasın.

Allah'ın istediği ne ise olur.

Bundan başka haberleri gönderdiğiniz adamınızdan öğrenesiniz.

Böyle biliniz.

habertürk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BABA OLMAK ...

02.05.2013

15.HAFTA

Bu hafta 15. haftasındayız hamileliğin, hamileliğin diyorum çünkü annesi kadar ben de sabırsızlıkla bekliyorum dünyanın en güzel olayını ve en güzel hediyesini. Aslında geç başlamış bir yazı ama artık bir yerden başlama zamanının da gelmesi gerekiyordu. Çocuk olduğunda belki yazacak zamanım bile olmaz kim bilir. Hem o doğmadan blogda yeri olmasını istedim. Babasının ne kadar heyecanla beklediğini görmesini istedim. Heyecanım çok ama dışarıdan sanki hiç heyecanlı değilmişim gibi, bir de siz beni ultrasonu izlerken görün. Bebeği izlerken çıkardığım seslere hayret ettim, görüntü almak istedim ama elimin titremesiyle görüntü değil , çıkardığım garip sesleri dinledim sadece. Bir önceki kontrollerde doktorumuz yüzde 80 kız olduğunu söyledi, biz yine de kesin olmadan almak istemedik eşyalarını ama bu kontrolümüzde tekrar kız deyince artık bundan sonra hazırlıklar başlar bizim için. Annesinin karnında çok hareketli kızım ( maşallah ). Bir an önce çıkmak ister gibi sanki. Bir sonraki kontrol bize sanki bir asır gibi geliyor, istiyoruz ki cep telefonu kadar bir ultrason aleti yapsalarda biz de her dakika onu izlesek :) Bir taraftan kız olduğunu öğrenince eşyalarının hazırlıkları başladı ama her zaman olduğu gibi bir sonraki hafta bebeğin anne karnındaki durumunu öğrenmek için interneti karış karış karıştırıyoruz. Çok şükür en çok istediğimiz şey sağlıklı olması zaten. Daha önümüzde 25 hafta gibi uzun bir zaman var , bu haftalarında sabırsızlıkla geçmesini bekliyoruz.Hamileliği 3 bölüme ayırmışlar 1. trimester , 2. trimester , 3. trimester diye ben yazmaya 2 den başladığım için geç kaldım biraz.

İnterneti karıştırıyoruz her zamanki gibi bu hafta ne gibi değişiklikler oluyormuş onu araştırıyoruz. Bu bir taraftan iyi birşey ama bir taraftan da kötü birşey aslında. Nedeni şu: mesela 12. hafta testleri var ve bu testler gerçekten önemli testler ama doktor gerekli görürse , tabi bu testlerin ne olduğunu doktor kesinlikle söylemiyor çünkü testle çocuğun down sendromlu ya da başka bir rahatsızlığı olduğunu gösteriyor. Eğer testler kötü çıkarsa tabi ( allah korusun ) . Doktor ultrasona bakıyor teste gerek var mı yok mu onun için tabi bizleri endişendirmemek için söylemiyor neden baktığını ama biz bu haftadaki olacak testleri internetten öğrendiğimiz için heyecanımız hatta korkumuz bir kat daha artmış oluyor. Ama allaha çok şükür doktor testlere gerek kalmadığını söyledi. İşte internetin de kendimizi telaşlandırma gibi bir özelliği oluyor burada. Kontroller internetten baktıklarımızı bir bakıma teyit ettiriyor bize. Doktor bu haftalarda bazı ölçümler yapar diyor ( mesela şakak kemiği uyluk kemiği falan ), tabi biz ultrasondan anlamıyoruz ama bir bakıma ne yaptığını anlayabiliyoruz. İnternette bebeğin boyuyla ilgili bir şey yazmıyordu ama ben yine de doktora sorma gafletinde bulundum doktorda haliyle boyuyla ilgili ölçüm yapacak aletin henüz çıkmadığını onun hakkında kesin bir şey söyleyemeyeceğini söyledi :) Merak işte. Bu haftalarda kemik ve kas dokusu hızlı gelişmeye başlayacağı için herkesin tavsiye ettiği gibi yoğurt ve sütü çok içmemiz gerekiyormuş ( bu peynir de olabilir). Cildi çok ince ve şeffah oluyormuş bu nedenle damarları görmek mümkünmüş, biz damarlarını göremedik ama şaşırdığım şey kalbi sanki dışarıda atıyor gibiydi, ona çok şaşırdım, yine meraktan bunu doktora sordum o da normal olduğunu söyledi:) Bu hafta cinsiyeti yüzde yüz belli oluyormuş ama bazı durumlarda gecikebiliyormuş hatta bazen doğuma kadar göstermeyen bile varmış. Tabi bu doktorun maharetine fasülyenin oynamasına ve göstermesine bağlı.

Her hafta yeni bir şey öğreniyoruz bebek oluşumundan, o gelişiyor biz de internetten kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Dünyanın bence en inanılmaz olayı diyebilirim. Tabi bu aşamadan sonrasını artık biz de bilmiyoruz ama söylediklerine göre doğum daha da inanılmaz.