9 Eylül 2022 Cuma

BAŞLIK NE OLMALI ?

    Bazen hayat veya hayata dair beklenti ve yaşantılar sadece başlık olarak kalıyor kendi hayatımızda. Geçmişe bakıyorsun yaşanmış yaşanmamış veya yaşanmış sayılmış bir çok olay olmuş oluyor ama tek değişmeyen şey zamanın akıcılığı oluyor. Başlıkta aynı buradaki gibi dımdızlak kalıyor hayatta. Silip unutsak unutulmuyor. Denesek başarılmıyor. Senin başlığın ne olmalı okuyan insan. Hayatına yön verecek başlığı atıp geriye yaslan bakalım neler olacak 1 ay veya 1 sene sonrasında

9 Ağustos 2022 Salı

Sistem mi ? Peki Müslümanlık ?

Başlık çok kapalı oldu biliyorum ama herhalde açık açık yazsam hem uzun olacak hem başka yerlere gidecek. Aslında uzun olacak kısmı doğru ama başka yerlere gideceğinden değil de yazamadım anlayın artık. Veya ben burada susmayı deneyeyim.

25 Mart 2022 Cuma

DAMLAYA DAMLAYA GÖL OLUR

Bu yazının başlığını atarken aklımdan geçen bir söz vardı. Aslında başlığı o yazıyı düşünerek yazdım. " Taşı delen suyun gücü değil damlaların sürekliliğidir " Okuduktan sonra biraz başlıkla farklılıkları var gibi görünüyor ama sonuç itibariyle "Damlaya damlaya göl olur" sözündeki gölü başka açıdan düşündüm diyelim. İnsan hayatına baktığında 1 günde 10 günde veya 100 günde neler yapabiliyor acaba. Ve olayı daha da abartmak gerekirse 1000 günde ya da 5000 günde. Burada ilk verdiğim cümlede günlerin kaç aya tekabül ettiği hemen bilinir ama ikinci verdiğim cümlede 1000 gün 3 yıla yakın bir süre, 5000 gün ise haliyle 15 yıla yakın bir süre oluyor. Olaya gün hesabı diye bakmamanızı öneririm asıl soru şu. Burada verilen günler geçtikten sonra arkanıza baktığınızda neyi başarmışım dediniz mi hiç ? Ya da ne yapmışım ? Bu sanki ölmeden önce geçmişe bakmak gibi bir şey oldu. Onun için ben soruyu veya olayı şu şekilde değiştireyim. Diyelimki kendinize bir hedef koydunuz bir iş ile ilgili. Bu iş aklınıza gelebilecek herşey olabilir sadece iş yaşantısı olarak bakmayın. Her gün 1 km yürümek, 50 sayfa kitap okumak , 1 saat japonca çalışmak gibi işler de düşünebilirsiniz. Bir pazartesi başladınız bunları yapmaya , genelde pazartesileri başlanır ya hani , sonra geldiniz 100. güne ve geriye baktınız ? Büyük ihtimal karşımıza 2 veya 3 seçenek çıkacaktır. Seçeneklerden birisi haliyle pazartesi başladığınız işi salı günü başka işleriniz var diye ertelediniz ve bu 10 gün boyunca devam edince hedefi unuttunuz. Diğer bir seçenekte üç dört gün güzelce yaptınız ama sonra yine başka başka işler çıkınca unuttunuz. Ve asıl bakılması gereken en güzel seçenek , pazartesiyi bile beklemeden başladınız her gün 1 saat veya duruma göre 2 saat o işe kendinizi verdiniz. Günler su gibi geçti tabiki. Bir bakmışız çalışmaya başlayalı 3 ay geçmiş ( ya da 100 gün ). Geriye baktığınızda o çalışmanın vermiş olduğu sonucu gördüğünüzde yaşayacağınız mutluluk ne harika olurdu değil mi ? Diyelim 50 sayfa kitap okumayı yaptınız, 100 gün sonunda beş bin sayfa okumuş olursunuz. 1 km yürüyüş yapıyorsunuz günde , 100 gün sonra yüz km yürümüş oluyorsunuz. Asıl o insanın kendine koyduğu hedefleri her koşulda yerine getirip yapma isteği ve yapması. Bence harika bir duygu oluyor. Dersaneye gittiğim zamanlar rehberlik hocamın dediği bir söz vardı ve benim için anlamı çok derindi. 5 yıl sonra geriye baktığınızda bu benim istediğim hayat değil ! dediğinizde bu size çok acı verebilir. Kendinize iyi bakın dostlar .

21 Mart 2022 Pazartesi

AKLIN ÖN PLANA ÇIKIŞ ZAMANI : AYDINLANMA ÇAĞI

Tam olarak bir tarih verilemez tabiki. Adı üzerinde bir çağ. Birden bire çok büyük bir olayın geçtiği söylenemez ama 17. ve 18. yüzyılda toplumları etkileyen olayların yaşandağı bir dönem.17. yüzyılın sonları 18.yüzyıl olarak tamamı diyebileceğimiz bir tarihsel aralık aslında. Hatta 19. yy'ın başlarına kadar da sürmüş diyebiliriz. Şunu der gibisiniz ; Çağ olarak Orta çağ'ın ve Yakın çağ'ın bir tarihi var, Orta çağ mesela İstanbu'un Fethi Yakın çağ olarak da Fransız İhtilali derler. Ama zaten buradaki Aydınlanma çağı bu bahsedilen çağlardan daha farklı olarak adlandırılan bir çağ. Bunun bir öncesi İtalyan felsefeci ve şairi Francesco Petrarca'nın dediği Karanlı çağ dediğimiz çağ. Kaldı ki bu da tarih kitaplarında işlediğim o çağlardan değil. Nedir peki Aydınlanma çağı? Bundan önce ne düşünüyorlardı ki insanlara bir aydınlanma gelsin. Düşündüler düşündüler ve ne buldular ? Tabiki bu şekilde çıkmadı ortaya. Ama ortak olarak insanlar konuşa konuşa neler başarıyor neler ortaya çıkıyor bunun çok güzel bir örneği. İsim olarak çok güzel bulmuşlar aslında " Aydınlanma çağı ". Bu zamandan önce insanların kesinlikle konuşulmayan konuşulsa dahi değişmez dedikleri bilgilerin bu çağda silinip atıldığı her şeyin akıl çerçevesinde konuşulduğu muhtemelen tartışıldığı ya da istişare edildiği güzel bir dönem. Bu dönemden sonra değil mi Avrupa'nın yükselişe geçtiği Batının ileri olduğu Doğunun gerilediği... Burada parantez açmak yetmez onun için arada bir konu olacak. Şimdi diyeceksiniz ki avrupa bunlar sayesinde mi gelişti, avrupa her zaman sömürgeleriyle geliştir. Evet genelde gelişim parayla olur gibi bir izlenim oluyor ama size Arap diyarlarını örnek versem ? Çok büyük paraları var, dünya petrol rezervinin çoğunluğu ellerinde ama yaptıkları hiç bir icat, alet , düşünce yok! Yani olay her zaman para olmuyor gibi!? ikinci diyeceğim de şudur zaten sömürge olayları ve sömürge kelimesi bile 19. yüzyıl ortalarında ortaya atılmadı mı ? Yukarıda da aydınlanma çağı olarak 19. yüzyılı da biraz içine aldı diyebiliriz diyorum. Yani demek istediğim bu çağın sömürge ile ilgisi yok bu çağın sömürge ile ilgili düşüncesi de yok ve bu çağ sömürge olaylarından bir önceki çağ diyebilirim. Fazla uzatmadan kaldığım yerden devam edeyim. Avrupa'nın yükselişe geçtiği derken soru olarak ya da tartışma olarak demedim tabiki. Her şey konuşa konuşa. Bunları istişare edelim diye yazıyorum. Tekrar gelelim o ışığın görüldüğü çağımıza. Evet bu çağdan öncekilerin konuşmaya çekindiği konuşulsa da değişmemesi gereken doğruları olduğu ve bir grup aydınlatan insanın bunları hiçe sayıp konuştuğu ve en son da aslında en güzel düşüncenin akıl ile olduğunu anladığı güzelim bir çağ. Ne güzel bir olay değil mi ? İnsanların aklı ön plana çıkarması herşeyin akıl yoluyla algılaması ve daha sonra aydınlanması. Bu çağın düşünürlerinden birisinin çok güzel bir yazısı var. Immanuel Kant'ın akıl ile ilgili söylediği söz Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır. Bu ergin olmayış durumu ise, insanın kendi aklını bir başkasının kılavuzluğuna başvurmaksızın kullanamayışıdır. İşte bu ergin olmayışa insan kendi suçu ile düşmüştür; bunun nedenini de aklın kendisinde değil, fakat aklını başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın kullanmak kararlılığını ve yürekliliğini gösteremeyen insanda aramalıdır Sapere Aude! Aklını kendin kullanmak cesaretini göster! Çağın dönemine baktığımızda düşünürlerin hemen hemen benzer zaman aralıklarında ama farklı avrupanın farklı yerlerinde yaşadığı görülüyor. Bu da insanların çok güzel bir şekilde iletişim halinde ya da iletişim araçlarını çok güzel kullandıkları anlaşılıyor. En bilenenlerden birisi ; Jean-Jacques Rousseau ( 1712 - 1778) , Immanuel Kant (1724 - 1804) , François Marie Arouet (1694 - 1778) aslında herkesin bildiği isim ile "Voltaire". Bazı düşünürler 17. yy'ın ortalarında doğmuş ama asıl düşüncenin en çok dile geldiği yüzyıl olarak 18. yy görünüyor. Bu çağın düşünürlerin kitapları denemelerini okumanızı tavsiye ederim. İnsan hangi eseri okursa okusun ilk karışık gelecektir ama biraz düşününce yazılanların insanı çok güzel bir duyguya " düşünmeye " sevk edeceğini göreceksiniz. Dikkat ederseniz yazılanlar iyi ya da kötü demedim. Okumanın o en güzel duygularından birisini canlandırdığından bahsettim. Aklını kullanmak düşünmek insandaki bence en güzel duyulardan birisi. İnsanlığın düşüncelerin sonsuz olduğunu kavramaya başladığı çok güzel bir çağ AYDINLANMA ÇAĞI

18 Mart 2022 Cuma

TAKMAMAK LAZIM

Çoğu olayı diyeceğim. Takmamak lazım. Tamam hayatımızda bazen kötü bir olay gerçekleşiyor ve bunun geçmesi için zamana gerek duyuyoruz ama bazen akıllarda kalıyor. Bir balıkçının o kanvalı iğnesi gibi takılıyor kafamızın içerisine. Bilinç altı falan da değil direkt kafamızın bir köşesinde zaman ayarlı hatırlatma gibi günde bir hafta da bir bilemedin ayda bir ! Kardeşim dersle okulda anlatılanlar bu kadar akılda kalsa şimdiye 20 sene önceki derstekileri bile yazarım deftere ama onlar ders bitiminde gidiyor akıldan. Bir de şu var ki " takmamak lazım " demeklede olmaz tabiki ama insan, beynin içerisine yerleşip seni kemiren o aklımızdaki kötü olayın bize yaptığı şeylerin vücuttaki tesirini bilemiyor. Bazıları var saç dökülüyor ama bazıları var felçe kadar gidiyor, Allah korusun. Takmamak lazım ! Demekle de bitmez biliyorum. Hani psikoloğa gidersin de anlatırsın anlatırsın... sonra der ki ; .... Bey / Hanım aslında sizin deniz kenarında güzel bir tatile ihtiyacınız var , mümkünse tek başınıza gitseniz çok güzel olur. Elbette güzel olur ama hadi imkan yoksa ? Çoğu zamanda olmuyor zaten. Olması da gerekmiyorki. Her gidilen psikolog gelip öyle derse , derse zaten kesin tatil beldeleriyle anlaşması vardır , işimiz var yahu. Deniz kenarında tatil çok güzel ama olayı kendi içimizde çözmemiz tek gerçek çözümdür. Bundan başkası da olamaz. Olmamalı. Tabi bu da kolay değil. Nasıl olacak diyorsunuz ! Çok güzel ...

17 Mart 2022 Perşembe

BAŞARI GERÇEKTEN MÜMİN SEKMAN'IN DEDİĞİ GİBİ Mİ ?

Evet neden bunu yazdım. Mümin sekmanı bilirsiniz, gerçekten harika kitaplar kaleme almış ve güzel seminerler veren çok değerli bir insan. Kitaplarda genelde çalışma yöntemeleri , başarı hikayeleri ve bu başarı hikayerinden ders çıkarmayı vurguluyor. Yalnız benim sorum gerçekten kitapta yazıldığı insanların yaşadığı gibi olay karışık mı yoksa sade mi? Elbetteki başarı denile şey kolay sağlanılmıyor ve bu başarı hikayerinde galiba es geçilen yerler de olabiliyor mu ? Asıl sorum sizlere şu. Lafı dönüp dolandırmak yerine. Herkesin istediği şey hedefledikleri imkanlı hayalleri gerçekleştirmek ki zaten başarı budur diyorum. Fakat kişinin iç isteğinde zorlandığı taraflar elbetki oluyor insan biraz da gaz ile çalışıyor haliyle. Mümin sekman abimiz de kitaplarında da bu gaz verme olayları çok gibi. Sizlere bu gaz yarıyor mu yarıyorsa ne kadar gidiyor ? Ne kadar itici güç oluyor ?

15 Mart 2022 Salı

DEVLET MEMUR ALIMLARI KPSS İLE Mİ OLUYOR ?

Bununla ilgili nasıl yorumlar gelecek merak ediyorum. Elbette bilenen şekli ile devlet memur alımları KPSS denilen, adı üzerine Kamu Personeli Seçme Sınavı. Tabi ben de biliyorum doktorlar, askeri personel veya polislerin bu şekilde alınmadığını E neden soruyorsun biliyorsan ? Der gibisiniz. Benim aslında sizlerin yorumuna ihtiyaç duyduğum nokta şu. Diyelim ki bir devlet dairesindesiniz. Haliyle burası da KPSS ile memur alınan bir yer. Fakat devlet dairesindeki bazı kişilerin kuruma sözleşmeli olarak girdiği ve çok çok küçük bir KPSS puanıyla girdiğini öğrendiniz. Nasıl olacak bu? Kurum alım ilanı verdi fakat bazı şartlar sundu ve bu şartlar öyle bir şartki ne hikmetse tam da KPSS puanı çok çok küçük olan arkadaş başvuruyor ( bazen puan da istemiyor bazen de mülakat oluyor ) , kuruma yerleşiyor ve daha sonrada bir bakmışsınız ki kadro açılıp kuruma asil olarak atanıyor. Allah Allah !? Bunun gibi karşılaştığınız veya bildiğiniz kişiler olmuştur kurumlarda. Bu durumda yine aynı soruyu soruyorum . Gerçekten kurumlar memur alımını KPSS puanı ile mi yapmış oluyor ???

9 Mart 2022 Çarşamba

SAVAŞ KİME YARAYACAK ?

Kime yarayabilir acaba ? Bu sorunun yanıtını bir çokları gayet iyi biliyor. Asıl sorun savaş kime ve kimlere yaramayacak. Bunun en önemli cevabı ; Kadınlar ve Çocuklar. Kesinlikle ve kesinlikle savaş her daim Kadınları ve Çocukları ağlatıyor, zülmediyor. Dün kadınlar günüydü, bir çok kanalda özellikle reklamlarda kadınların emekleri vurgulandı, çektikleri çileler gösterildi ve en sonda 8 Mart yani sadece dün başka gün değilmiş gibi Dünya Kadınlar günü kutlandı ve bitti. Ne yazıkki her gün olduğu gibi dün de ondan önceki gün de ve bugün de kadına şiddet bitmedi. Kadına şiddet bir tarafa bir de savaşın verdiği acı özellikle kadınlarda daha daha katlandı. Neden ? çünkü ölenlerin anası ağladı, bacısı ağladı kızı ağladı. Her zaman olduğu gibi dünyada yine kadınlar ağladı.

2 Mart 2022 Çarşamba

HAYATIM NE ZAMAN BİTECEK ?

Aslında genç yaşlı çoğu kişinin arada bir aklına gelen birazda tüyleri diken diken eden bir soru değil mi ? Acaba Hayatım Ne zaman son bulacak? Düşünmek ama fazla takılmamak gerek gibi

ETKİ TEPKİ YASASI

                 Herkesin bildiği o meşhur yasa ; Newton'un 3. yasası. Etki-Tepki yasası, Her kuvvete karşılık, her zaman eşit ve ters b...