21 Mart 2022 Pazartesi

AKLIN ÖN PLANA ÇIKIŞ ZAMANI : AYDINLANMA ÇAĞI

Tam olarak bir tarih verilemez tabiki. Adı üzerinde bir çağ. Birden bire çok büyük bir olayın geçtiği söylenemez ama 17. ve 18. yüzyılda toplumları etkileyen olayların yaşandağı bir dönem.17. yüzyılın sonları 18.yüzyıl olarak tamamı diyebileceğimiz bir tarihsel aralık aslında. Hatta 19. yy'ın başlarına kadar da sürmüş diyebiliriz. Şunu der gibisiniz ; Çağ olarak Orta çağ'ın ve Yakın çağ'ın bir tarihi var, Orta çağ mesela İstanbu'un Fethi Yakın çağ olarak da Fransız İhtilali derler. Ama zaten buradaki Aydınlanma çağı bu bahsedilen çağlardan daha farklı olarak adlandırılan bir çağ. Bunun bir öncesi İtalyan felsefeci ve şairi Francesco Petrarca'nın dediği Karanlı çağ dediğimiz çağ. Kaldı ki bu da tarih kitaplarında işlediğim o çağlardan değil. Nedir peki Aydınlanma çağı? Bundan önce ne düşünüyorlardı ki insanlara bir aydınlanma gelsin. Düşündüler düşündüler ve ne buldular ? Tabiki bu şekilde çıkmadı ortaya. Ama ortak olarak insanlar konuşa konuşa neler başarıyor neler ortaya çıkıyor bunun çok güzel bir örneği. İsim olarak çok güzel bulmuşlar aslında " Aydınlanma çağı ". Bu zamandan önce insanların kesinlikle konuşulmayan konuşulsa dahi değişmez dedikleri bilgilerin bu çağda silinip atıldığı her şeyin akıl çerçevesinde konuşulduğu muhtemelen tartışıldığı ya da istişare edildiği güzel bir dönem. Bu dönemden sonra değil mi Avrupa'nın yükselişe geçtiği Batının ileri olduğu Doğunun gerilediği... Burada parantez açmak yetmez onun için arada bir konu olacak. Şimdi diyeceksiniz ki avrupa bunlar sayesinde mi gelişti, avrupa her zaman sömürgeleriyle geliştir. Evet genelde gelişim parayla olur gibi bir izlenim oluyor ama size Arap diyarlarını örnek versem ? Çok büyük paraları var, dünya petrol rezervinin çoğunluğu ellerinde ama yaptıkları hiç bir icat, alet , düşünce yok! Yani olay her zaman para olmuyor gibi!? ikinci diyeceğim de şudur zaten sömürge olayları ve sömürge kelimesi bile 19. yüzyıl ortalarında ortaya atılmadı mı ? Yukarıda da aydınlanma çağı olarak 19. yüzyılı da biraz içine aldı diyebiliriz diyorum. Yani demek istediğim bu çağın sömürge ile ilgisi yok bu çağın sömürge ile ilgili düşüncesi de yok ve bu çağ sömürge olaylarından bir önceki çağ diyebilirim. Fazla uzatmadan kaldığım yerden devam edeyim. Avrupa'nın yükselişe geçtiği derken soru olarak ya da tartışma olarak demedim tabiki. Her şey konuşa konuşa. Bunları istişare edelim diye yazıyorum. Tekrar gelelim o ışığın görüldüğü çağımıza. Evet bu çağdan öncekilerin konuşmaya çekindiği konuşulsa da değişmemesi gereken doğruları olduğu ve bir grup aydınlatan insanın bunları hiçe sayıp konuştuğu ve en son da aslında en güzel düşüncenin akıl ile olduğunu anladığı güzelim bir çağ. Ne güzel bir olay değil mi ? İnsanların aklı ön plana çıkarması herşeyin akıl yoluyla algılaması ve daha sonra aydınlanması. Bu çağın düşünürlerinden birisinin çok güzel bir yazısı var. Immanuel Kant'ın akıl ile ilgili söylediği söz Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır. Bu ergin olmayış durumu ise, insanın kendi aklını bir başkasının kılavuzluğuna başvurmaksızın kullanamayışıdır. İşte bu ergin olmayışa insan kendi suçu ile düşmüştür; bunun nedenini de aklın kendisinde değil, fakat aklını başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın kullanmak kararlılığını ve yürekliliğini gösteremeyen insanda aramalıdır Sapere Aude! Aklını kendin kullanmak cesaretini göster! Çağın dönemine baktığımızda düşünürlerin hemen hemen benzer zaman aralıklarında ama farklı avrupanın farklı yerlerinde yaşadığı görülüyor. Bu da insanların çok güzel bir şekilde iletişim halinde ya da iletişim araçlarını çok güzel kullandıkları anlaşılıyor. En bilenenlerden birisi ; Jean-Jacques Rousseau ( 1712 - 1778) , Immanuel Kant (1724 - 1804) , François Marie Arouet (1694 - 1778) aslında herkesin bildiği isim ile "Voltaire". Bazı düşünürler 17. yy'ın ortalarında doğmuş ama asıl düşüncenin en çok dile geldiği yüzyıl olarak 18. yy görünüyor. Bu çağın düşünürlerin kitapları denemelerini okumanızı tavsiye ederim. İnsan hangi eseri okursa okusun ilk karışık gelecektir ama biraz düşününce yazılanların insanı çok güzel bir duyguya " düşünmeye " sevk edeceğini göreceksiniz. Dikkat ederseniz yazılanlar iyi ya da kötü demedim. Okumanın o en güzel duygularından birisini canlandırdığından bahsettim. Aklını kullanmak düşünmek insandaki bence en güzel duyulardan birisi. İnsanlığın düşüncelerin sonsuz olduğunu kavramaya başladığı çok güzel bir çağ AYDINLANMA ÇAĞI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ETKİ TEPKİ YASASI

                 Herkesin bildiği o meşhur yasa ; Newton'un 3. yasası. Etki-Tepki yasası, Her kuvvete karşılık, her zaman eşit ve ters b...